Antalya, tarihi zenginliği, doğa harikası coğrafyası, mavi bayraklı plajlarıyla ülkemizin turizm cennetidir. Torosların Anadolu’dan ayırdığı Antalya sahil şeridi, antik medeniyetlerin büyüsüyle Yörük Kültürü’nü harmanlayan çok özel bir dokuya sahiptir.

Sırt çantanızla gelip çadırınızda kalabileceğiniz doğayla iç içe dingin bir tatil hayalinden, son derece lüks ve konforlu otellerde krallar gibi ağırlanacağınız bir tatil hayaline kadar her talebinize cevap verebilecek belki de tek yer, Antalya’dır.

Akdeniz’in büyülü coğrafyası ve tarihiyle iç içe bir tatilin yanı sıra; her gününüze ayrı bir keşif ve tecrübe ekleyecek aktivitelerle unutulmaz anılar biriktirebilirsiniz.
 
Siz kendi ruhunuzu ve hayalinizi ortaya koyun, Antalya size ihtiyacınız olan romantik, maceracı, dingin veya lüks seyahati sunsun.
 

Antalya Nerededir?

Akdeniz Bölgesinde bulunan Antalya, Akdeniz’e kıyısı olan bir şehir olup, ülkemizin turizm başkentidir.

Antalya'ya Nasıl Gidilir?

Antalya'ya ulaşmanın en hızlı yolu Antalya Havalimanı'na gelmek olsa da otobüs veya özel araç ile ulaşım da seçenekler arasındadır. Antalya Havalimanından araç kiralayarak Antalya ve çevre ilçelerine ulaşımınız daha rahat olacaktır.

Antalya'ya Ne Zaman Gidilir?

Antalya, genellikle yaz tatili için tercih edilen bir şehirdir. Yaz mevsimi Mayıs – Ekim arası devam ettiğinden, deniz tatili için bu dönemleri tercih edebilirsiniz. Doğal güzellikleri ve tarihi zenginliği sayesinde, bahar döneminde organize edeceğiniz kaçamaklarınız için de doğru adres olacaktır.
 
 

Antalya'da Şehir İçi Ulaşım:

Tramvay yani Antray, otobüs, deniz otobüsü ulaşım seçenekleri arasındadır. Antray, sadece şehir merkezindeki 16 durakta hizmet verirken, otobüslerle Antalya’nın her köşesine ulaşabilirsiniz. Deniz otobüsleri ise Antalya-Kemer arasında hizmet vermektedirler.

 

Türkiye'nin turizm merkezi Antalya'da mutlaka görmeniz gereken yerleri sizin için listeledik;

  • Antalya Şehir Merkezi

    Antalya Şehir Merkezi

    Antalya’daki kitle turizminin itici kuvveti konumundaki ilçelerin yanı sıra; şehir merkezi de oldukça turistiktir. Antalya şehir merkezi ilçelerinden biri olan Murat Paşa’da yer alan Kaleiçi; hem yerli, hem de yabancı turistler için çekim noktasıdır. Büyük çoğunluğu Osmanlı Dönemi’nden kalma evlerden oluşan Kaleiçi, restoranları, kafeleri, otelleri, pansiyonları, hediyelik eşyacıları, halıcılarıyla tam anlamıyla turistler için biçilmiş kaftandır. Denize açılan sokakları, otantik havası ve ışıl ışıl mekanlarıyla yerel halkın da tercih ettiği bölgelerdendir. Yine Antalya şehir merkezi ilçelerinden biri olan Konyaaltı, şehir merkezinde bulunan 7 km uzunluğundaki plaja da ismini verir. Konyaaltı Plajı, tam şehir merkezinde bulunması sebebiyle Antalya’nın en hareketli plajlarından biridir. Konyaaltı ilçesinde plaj dışında bir de Türkiye’nin en önemli müzelerinden biri bulunmaktadır. Antalya Arkeoloji Müzesi, I. Dünya Savaşı sonrasında ülkemizden çıkarılmaya başlayan eserlere karşı Antalyalı bir öğretmenin verdiği mücadele sonucu kurulmuştur. 1988 yılında, Avrupa Konseyi Yılın Müzesi Ödülü’ne laik görülmüştür. Antalya şehir merkezinin doğusunda yer alan Lara bölgesi, sonradan imara açılmış, şehrin diğer kısmına göre yeni yapılaşmış bir bölgedir. Lüks otellerin, avm ve restoranların bulunduğu bölgede, aynı zamanda kendisiyle aynı adı taşıyan, 2 km uzunluğunda, ince kumlu Lara Plajı da bulunmaktadır.

    devamı için tıklayın
  • Kemer

    Kemer

    Antalya şehir merkezinin 43 km batısında yer alan Kemer, daha çok yabancı turiste hitap eden şehir merkezi, her bütçeye uygun otelleri ve doğasıyla Antalya’nın en popüler noktalarındandır. Kemer ilçesine bağlı ama merkezin dışında kalan Göynük, Tekirova, Çamyuva, Kiriş, Beldibi gibi bölgeler; hem deniz, hem doğa anlamında oldukça tatmin edicidir. “Her şey dahil” sistemin en yoğun gözlemlendiği bölge olan Kemer’de apart oteller, sevimli pansiyonlar da bulmanız mümkün olacaktır. Tekirova mevkiinde olan Likya Dönemi’nden kalma antik kent Phaselis, Kemer bölgesinde görmeniz gereken tarihi zenginliklerdendir. İsmini bulunduğu bölgeden alan Beldibi Mağarası, tarih öncesi çağlara ait izler taşıyan çok önemli bir mağaradır. Mağarada, tarih öncesi dönemde yapılmış aletler bulunmuş ve duvarlarında insan ve hayvan figürlerini temsil eden çizimler keşfedilmiştir.

    devamı için tıklayın
  • Olimpos

    Olimpos

    Aslında Kemer’e bağlı olan bir mahalle olan Olimpos, Kemer’in geri kalanından çok daha farklı bir atmosfere sahip olduğundan ayrıca yazılmayı hak ediyor. Likya Dönemi’nden kalma en büyük yerleşkelerden birine ev sahipliği yapan Olimpos, Akçay Deresi’nin ortadan böldüğü antik kenti ve bakir plajıyla farklı bir tatil deneyimi sunuyor. Ağaç evleri, bungalovları ve kamp alanlarıyla sırt çantalı gezginlerin güneydeki evi olarak nitelendirebileceğimiz Olimpos, lüksten çok uzak doğayla iç içe bir tatil vaat ediyor. Olimpos Plajı’nın hemen bitişiğinde bulunan Çıralı da; sakinliği, bakirliği, portakal ağaçları ve tıpkı Olimpos gibi karetta karettalarıyla meşhurdur. Hem Olimpos, hem de Çıralı Plajı karetta karettaların güvenle yumurtlayıp; yavru karettaların güvenle denize ulaşabilmeleri adına koruma altındadır. Çıralı’dan yarım saat süren bir doğa yürüyüşü sonucunda ulaşabileceğiniz Yanartaş mevkii, hem mükemmel bir doğa manzarası sunar; hem de kayaların arasından çıkan gazla yanan taşları görme şansına erişebilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Adrasan

    Adrasan

    Olimpos gibi Kemer’e bağlı olan Adrasan, yine Olimpos gibi kendine has bir karaktere sahiptir. Kemer şehir merkezine 50 km mesafede olan Adrasan, doğası, denizi ve atmosferiyle klasik Kemer tatilinden daha farklı bir deneyim sunar. Çam ağaçlarıyla iç içe geçmiş sahili, popüler tüplü dalış noktaları, doğa yürüyüşü rotalarıyla alternatif ve huzurlu bir tatil rotası arayanları mest eder. Sahilden düzenlenen tekne turlarıyla çevre koyları gezebilir, sahilden sadece 4 km içeride olan Adrasan Köyü’nü ziyaret edebilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Kaş

    Kaş

    Son dönemlerin hem popüler, hem de sansasyonel tatil beldelerinden Kaş, kitle turizminden kaçmak isteyenlere tatmin edici seçenekler sunar. Likya döneminden kalma lahitlerin öylesine bir sokakta, ansızın karşınıza çıkabileceği, dağlara oyulmuş mezarların tüylerinizi ürpertebileceği, onu çevreleyen yemyeşil kara parçaları sayesinde adeta bir göl gibi görünen deniziyle sizi kendine bağlayacak ufak bir sahil kasabası Kaş. Kaş’a girerken göreceğiniz; karşı komşu olan Yunan Adası Meis’in, el değmemiş yeşilliğiyle denize kıvrılan Limanağzı’nin ve karadan uzayıp giden Çukurbağ Yarımadası’nın meydana getirdiği görüntü, evinizin en güzel köşesine asmak isteyeceğiniz türden bir tablo gibidir. Eski köy evlerinden oluşan Uzunçarşı’da alışveriş yapabilir, ara sokaklarındaki restoranları, kafe, bar ve butikleri keşfedebilirsiniz. Doğal güzellikleriyle akıl alan Küçük Çakıl, Büyük Çakıl, Limanağzı, İnceboğaz Plajları’nın serin sularında rahatlayabilir; tekneyle Kekova turuna çıkıp Antik Likya’nın bir kısmını ziyaret edebilirsiniz. Eğer çok sıcak bir dönemde gelmediyseniz ve doğa yürüyüşü severlerdenseniz, yine Likya Dönemi’nden kalma Kiyanni ve İsinda Antik kentlerini ziyaret edebilirsiniz. Doğa sporları konusunda da oldukça fazla seçenek sunan Kaş, ülkemizin en iyi tüplü dalış noktalarına sahiptir. Tüplü dalış haricinde, yamaç paraşütü, doğa yürüyüşü, kano ve kanyoning gibi aktivitelere katılabilirsiniz. Kaş küçük bir merkeze sahip olsa da, coğrafi olarak oldukça büyük bir alanı kapsar. Batı Antalya’nın en gözde tatil beldelerinden olan Kalkan da, Kaş ilçe sınırları içerisindedir. Kalkan merkez, Kaş merkeze göre çok daha büyük ve gelişmiştir. Çok sayıda restoran, bar ve otel bulunmaktadır. Kalkan ile Kaş’ın tam ortasında bulunan Kaputaş Plajı, 200’e yakın basamakla inilip çıkılan, denizinin rengiyle insanın nefesini kesen güzellikte bir plajdır. Kaş’a 45 km uzaklıkta olmasına rağmen Kaş sınırları içerisinde yer alan Patara Antik Kenti ve 16 km’ lik Patara Plajı da, bu bölge de mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerdendir. Kaş ile Fethiye arasında sınır olan Saklı Kent Milli Parkı ve içerisinde yer alan Saklı Kent Kanyonu, Kaş misafirlerinin ziyaret etmesi gereken yerlerin başında gelir. Buz gibi suyun aktığı bir kanyonun içerisinden yürüyerek yapacağınız yolculuk, unutamayacağınız anılarınız içerisinde yerini alacaktır. Kaş’a 70 km uzaklıkta olan ve aslında Fethiye’ye daha yakın olan antik kent Ksantos (Xantos), Likya Devleti’ne başkentlik yapmıştır. Ayakta kaldığı sürece onlarca kez işgal edilen şehirde, MÖ 8. yy’la kadar yerleşim olduğu biliniyor. Patara, Saklıkent ve Ksantos turunu, Kaş’tan ayarlayacağınız günü birlik safari turlarla bir güne sığdırabilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Belek

    Belek

    Antalya merkez ile Side arasında kalan Serik ilçesine bağlı bir mahalle olan Belek, lüks golf otelleri ve mükemmel deniziyle kendini başka bir yere konumlandırmıştır. Golf turizminin getirdiği zengin yabancı turisti ağırlayabilecek nitelikte işletmeler ön plana çıkmaya başlamış ve Antalya’nın en pahalı tatil beldesi halini almıştır. Belek bir ilçe değil, mahalle olduğundan; kendi sınırları içerisinde gezilebilecek çok seçenek sunmaz. Ancak Side ve Antalya merkeze 1 saatten az sürede ulaşma imkanı olduğundan; o bölgelerdeki yerleri rahatlıkla ziyaret edebilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Side

    Side

    Side, Antalya’nın doğusunda bulunan Manavgat ilinin bir mahallesidir. Antik kalıntılar, Side merkezin begonvillerle süslü sokaklarını daha da büyüleyici bir hale sokuyor. Daracık ve sevimli Akdeniz kasabası sokaklarında sizi karşılayan tarihi eserler, adeta misafirlerine sürpriz yapıyor. Tarih ile Akdeniz’in iç içe geçtiği Side, Antalya’daki “her şey dahil” turizm cennetlerinden biri olsa da kendine has atmosferi ve dokusuyla diğerlerinden ayrılıyor. M.Ö 7. yy’da kurulan Side, M.S. 4. yy’a kadar ilerleyerek ve zenginleşerek büyümüş. Ancak, M.S 6. yy’da fakirleşmesi sonucu halk göç etmiş ve bir süre sonra bir korsan şehrine dönüşmüş. Ayakta kaldığı süre boyunca birçok farklı medeniyete ev sahipliği yapmış olan Side’de, antik kent ve şimdiki kent merkezi iç içedir. Yeni kent merkezinde büyük bir kapıdan geçerek girebileceğiniz Side antik kentinde; Side Antik Tiyatrosu, Apollon, Dionysos ve Athena Tapınakları, agoralar ve anıtlar bulunmaktadır. Ayrıca antik kentteki arkeolojik kazılar sonucu bulunan eserler, 2. yy’da hamam olarak inşa edilen Side Müzesi’nde sergilenmektedir.

    devamı için tıklayın
  • Alanya

    Alanya

    Antalya şehir merkezine 154 km uzaklıkta bir ilçe olan Alanya, şehrin doğusunda yer alır. Bir dönemin en popüler tatil beldelerinden biri olan Alanya, zamanla popülaritesini kaybetse de doğal güzellikleri ve tarihi zenginliğiyle göz doldurmaya devam etmektedir. Antalya’nın en eski tatil beldelerinden olması sebebiyle; şehir merkezi diğer ilçelere göre çok daha gelişmiştir. Tarih derslerinden hatırlayacağınız Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından 13.yy’da inşa ettirilen Alanya Kalesi, kentin en bilindik sembolü haline gelmiştir. Yine Alaaddin Keykubat tarafından inşa ettirilen Kızıl Kule, Alanya sahil şeridine bambaşka bir hava katar. Coğrafi olarak çok farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan bir bölgede yer alması sebebiyle; çok büyük olmayan bir arkeoloji müzesine de sahiptir. Alanya Müzesi, hem arkeolojik hem de etnografik bulgulara yer verir. Alanya’da deniz denilince birçok kişinin aklına gelen Damlataş Plajı, denizin, güneşin ve su sporlarının tadını çıkarmak için doğru adres olacaktır. Plajla aynı ismi taşıyan Damlataş Mağarası ise, ülkemizin en meşhur sarkıt dikit mağaraları arasında gösterilir. Bu mağaranın bir diğer özelliği ise; ülkemizin turizme açılan ilk mağarası olmasıdır. Buz gibi suyu, dinlenme alanları ve yeme içme seçenekleriyle çölde bir vaha olan Dim Çayı, Alanya seyahatinize eklemeniz gereken özel yerlerdendir. Eğer Damlataş Mağarası’na gittiniz ve doyamadıysanız; bir de Dim Mağarası’nı deneyebilirsiniz. 300 metreyi bulan tavan yüksekliğiyle oldukça büyüleyici bir doğal güzellik. Doğanın bütün nimetlerinden doyasıya faydalanmayı sevenlerdenseniz; Sapadere Kanyonu’nu ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Kanyon ziyareti sırasında şelaleden akan suyun oluşturduğu havuzun keyfini çıkarmayı ihmal etmeyin.

    devamı için tıklayın
  • Manavgat

    Manavgat

    Yüzölçümü sebebiyle; Antalya’nın en büyük ikinci ilçesi olan Manavgat, Antalya’nın en turistik noktalarından olan Side, Manavgat Şelalesi ve Köprülü Kanyon gibi yerlere ev sahipliği yapar. M.Ö. 6. yy’da kurulduğu düşünülen şehir, tarihi eserlerin yanı sıra; doğal güzellikleriyle de ziyaretçilerini büyüler. Manavgat denildiğinde, ilk akla gelen şelaleleridir. 5 metre kadar bir yükseklikten dökülmesine rağmen; çok geniş bir alana döküldüğünden oldukça kuvvetli ve etkileyicidir. Köprülü Kanyon Milli Parkı’nın içerisinde yer alan Köprüçay, rafting severlerin uğrak noktasıdır. 14 km uzunluğundaki kanyon, ülkemizin en uzun kanyonudur. Milli park sınırları içerisinde doğal güzelliklerin yanı sıra; Selge Antik şehrinin kalıntılarını bulabilirsiniz. Manavgat sınırları içerisindeki Side kasabası ve Antik Kenti de Manavgat gezinizde uğramanız gereken noktalardandır. Antalya’nın en çok ziyaret edilen mağaralarından olan Aslanlı Mağarası, 11 metrelik uzunluğuyla görülmeye değer bir sarkıt dikit mağarasıdır.

    devamı için tıklayın
  • Alanya Tersanesi

    Alanya Tersanesi

    Selçukluların Akdeniz’deki ilk tersanesi unvanını taşıyan Alanya Tersanesi, kalenin yapımından 6 yıl sonra Kızılkule yakınına inşa edilmiştir. Surların içerisinde kalan tersane, gün boyunca en uzun süre güneş ışığından yaralanabilecek şekilde inşa edilmiştir. Daha öncesinde Karadeniz Bölgesinde de bir tersane yaptıran Alaaddin Keykubat, bu tersaneden sonra “iki denizin sultanı” ünvanını almıştır.

    devamı için tıklayın

Şehir Surları

Dubrovnik’ te kesinlikle görülmesi gereken ilk yer Unesco tarafından koruma altına alınan şehir surlarıdır. Dubrovnik şehri, eski ve yeni olmak üzere iki bölüme ayrılır. Turistik gezinin yapılacağı Old Town, Balkanlarda bilinen genel adıyla ‘Stari Grad’ Dubrovnik’i düşman saldırılarından korumak için çevreleyen 25 metre yüksekliğinde ve 2 km uzunluğunda surlardan oluşmaktadır. Old Town’a gelindiğinde, şehrin girişindeki turizm ofisinden alınacak Dubrovnik Card ile eski şehir haritası edinmek geziniz sırasında çok işinize yarayacaktır. Dubrovnik Card müzelere indirimli ve birçok yere ücret ödemeden giriş sağlıyor. Surlara giriş ücreti ise, 13,5 Euro. (http://www.dubrovnik-travel.net/map-dubrovnik-old-town/)

Surların içerisine girdiğinizde dış dünyadan izole olmuş hissine kapılırsınız. Burada 08.00-19.30 arası yaklaşık 2 saat süren bir yürüyüş turuna çıkarak, Dubrovnik’i panoramik olarak görmek ve eşsiz manzaraları fotoğraflamak oldukça keyif verici olacaktır. Yaz aylarında ise bu yürüyüşün sabah erken saatlerde ya da akşamüstü saat 17:00’den sonra yapılması tavsiye edilmektedir.

Surlarla çevrili Stari Grad’a giriş çıkışı sağlayan Pile, Ploce, Peskarija ve Ponta adlarıyla bilinen 4 kapı mevcuttur. En çok kullanılan 2 kapıdan birisi büyük kapı anlamına gelen Pile Gate, şehrin ana giriş kapısı olarak kabul edilir. Ulaşım araçlarına, tur ve şehir otobüsleri ile taksilere bu kapıdan ulaşılır. Ploce Gate ise görülmesi gereken Rönesans ve Barok mimarisini yansıtan eserlere ve tekne turlarının olduğu limana doğru yol almanızı sağlar. Ploce Gate’den geçerek Sponza Sarayı, Dominican Manastırı ve Orlando Kulesi gibi mimari örneklerin bulunduğu bölgeye ulaşılır. Pile ve Ploce arasında uzanan büyük cadde, Stradun Caddesi’dir.

Surların içerisinde gezintiye çıkarken, mevsime ve uzun yürüyüşlere uyan rahat giysiler ve spor ayakkabılar giymeniz uygun olacaktır. Tüm gün güneşin altında soluklanmadan dolaşmak olmaz. Geziye kısa bir ara verip, Dubrovnik’in ünlü ve enfes dondurmasına ya da soğuk bir biraya ne dersiniz? Old Town içerisinde gün boyu gezinti sırasında rastlayacağınız çeşitli cafe ve restoranların birinde soluklanabilir, ya da barlar sokağında soğuk bir şeyler içerek yorgunluğunuzu giderebilirsiniz.

Antalya'da Ne yenir? Ne içilir?

Antalya'da, Akdeniz mutfağından ve yerel Yörük lezzetlerinden oluşan farklı lezzetlere rastlayabilirsiniz. Antalya Bölgesi’nin en meşhur yemeği; şiş köfte ve tahinli piyazdır. Kebap gibi şişte pişirilen köftelerin, tahinli piyazla servis edildiği bir yemektir.

Domates, patlıcan, kabak gibi sebzelerin, soğan, fesleğen, sarımsak, domates, pirinç veya bulgurla pişirildiği yemek türüne ise; "cive" denilir. Genellikle Antalya’nın kırsalında yapılan bu yemeğin Yörük kültüründen gediğini söyleyebiliriz. Antalya’ya özgü bir börek türü olan “serpme börek”, neredeyse şeffaf olacak kadar ince bir hamurla hazırlanan bir hamur işidir. Hem şehir merkezinde, hem de kasabalarda “serpme börek”  yapan ufak dükkanlara denk gelebilirsiniz.

Sıcak deniz balığının pek de lezzetli olmadığı herkesçe bilinen bir gerçektir. Akdeniz’den çıkan palamutların da ne denli yavan olduğunu tahmin edersiniz. Antalyalılar, bu yavan palamutları yenebilecek hafif ve lezzetli bir yemek haline getirmişler. Zeytinyağı, limon, soğan, taze otlar ve baharatlarla hazırlanan palamut salatası, klasik Antalya lezzetlerindendir. Yörüklerin meşhur çifte kavrulmuş tahini ile yapılan “hibeş”, meze, sos veya sürmelik olarak tüketilebilecek bir yiyecektir. Tahin, sarımsak, limon ve baharatlarla hazırlanan meze, oldukça lezzetlidir.

Gelelim tatlılara. Bir turunçgil cenneti olan Antalya’da turunç kabuğundan, bergamota kadar bütün turunçgillerin reçelleri yapılır, çok da leziz olur. Yine Yörükler’e özgü yiyeceklerden biri olan 'yanık dondurma', keçi sütünün dibini tutturarak hazırlanan bir dondurma türüdür. Kaymaklı dondurma gibi gözüken dondurmada, yanık tadı hissedilir. Antalya’nın hemen hemen her köşesinde bulunan Nur Pastaneleri’nde bu lezzeti tadabilirsiniz. 


Antalya'da, genelde otellerde herşey dahil sistem uygulanır. Ancak; yerel halkın da, turistlerin de vazgeçemediği 7 Mehmet restoran, Türk ve Akdeniz Mutfakları’nın günümüze uyarlanmasıyla ortaya çıkan olağanüstü lezzetlerle damaklarınızı şenlendirecektir.

Antalya şehir merkezinin hem alışveriş, hem de eğlence anlamında en hareketli noktalarından biri Kaleiçi'dir. Turistik alışverişin yanı sıra restoran ve barlarıyla da günün her saati hareketli olan bir yerdir. Bir diğer hem geleneksel, hem de turistik alışveriş noktası ise; Antalya Çarşısı’dır. Avmler yerine, geleneksel alışveriş hayatının bir parçası olmak ister, el işi veya otantik ürünler satın almak isterseniz, Antalya Çarşısı tam size göre.


Antalya Turban Marina, denize nazır bir alışveriş keyfi sunuyor. Yerli ve yabancı markalara ev sahipliği yapan marinada, aynı zamanda irili ufaklı kafe/restoranlar da bulunmaktadır. Antalya’da da hiç azımsanmayacak sayıda avm bulunmaktadır. TerraCity, MarkAntalya, Antalya Migros AVM bunlardan sadece bazılarıdır.

Lara tarafında oteller bölgesi civarında yeni açılan işletmeler ve irili ufaklı butikler, Antalya şehir merkezi için en doğru alternatiflerden olacaktır. Antalya ilçelerini ziyaret ettiğinizde de, yerel pazarları ziyaret etmek, çarşılarını gezmek, daracık sokaklardaki sürprizli dükkanları ve mekanları keşfetmek oldukça heyecan verici olacaktır.

Antalya, doğa ve doğa sporu tutkunlarına onlarca farklı aktivite seçeneği sunmaktadır. Yamaç paraşütünden deniz paraşütüne, jet skiden tüplü dalışa, raftingden kanyoninge kadar bir çok heyecan verici aktivite sizleri bekliyor. Ayrıca Fethiye Ölüdeniz civarlarından başlayıp, Antalya şehir merkezi yakınlarında son bulan, ülkemizdeki en uzun yürüyüş rotası olan Likya Yolu’nu yürüyen gezginlerin arasına katılmak da; unutulamaz bir tecrübe olacaktır.

Antalya Havaalanı'nın kent merkezine uzaklığı:

Antalya Havalimanı’nın şehir merkezine uzaklığı 15 km’dir.

Antalya'da genel olarak fiyatlar nasıldır?

Antalya’da fiyatlar, ne kadar turistik noktalarda gezdiğinize göre değişecektir. Eğer “her şey dahil” otellerin yoğunlukta olduğu bölgelerde gezerseniz; 2 tl’lik bir dondurmaya 5 tl gibi ücretler ödemeniz gerekecektir. Şehrin genelinde; orta-iyi bir restoranda iki kişilik, başlangıçlı, ana yemekli ve içecekli bir öğün için ödeyeceğiniz 100-150 tl arası değişecektir. Eğer daha hızlı ve salaş bir öğün tercih ederseniz, iki kişi 40-60 tl arasına öğününüzü tamamlayabilirsiniz.

Antalya'yı gezmek için kaç gün gerekir?

Antalya şehir merkezini gezmek için bir hafta sonunuzu ayırmanız yeterli olacaktır. Ancak birbirinden güzel ilçelerinden en az birkaç tanesini de gezmek isterseniz, en az 1 haftanızı ayırmanızı öneririz.

Antalya için önemli tarihler nelerdir?

Antalya Altın Portakal Film Festivali: Türkiye’nin Oscar’ı olarak nitelendirilebilecek Altın Portakal ödülleri, film festivali sonrası gerçekleşen bir törenle sahiplerini bulur. Ekim ayının 3. Haftası gerçekleşen festival, ülkemizden ve dünyadan önemli isimleri ağırlar.

Uluslararası Likya Kaş Kültür ve Sanat Festivali: Haziran ayı ortasında gerçekleşen ve 2 gün süren festival süresince, Kaş meydanında konserler, sergiler, dans gösterileri, imza günleri ve eğlenceler düzenlenir. Kaş – Meis arası düzenlenen yemek ve yüzme yarışmaları ise; festivalin en heyecanlı anları arasındadır.

Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali: 1994 yılından beri süre gelen festival, dünyanın en iyi korunmuş antik tiyatrolarından biri olan Aspendos’ta gerçekleşir. Ağustos ayının son haftası ve Eylül ayının ilk haftası boyunca süren festival, uluslararası arenada da oldukça prestijli bir kültür festivalidir.
 
BONUS: Kaş’ta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Kutlamaları: Yıllardır Kaş’ta değişmeyen tek şey varsa, o da Cumhuriyet Bayramı coşkusudur. Kaş meydanında kurulan sahne ve konserler sayesinde gecenin ilerleyen saatlerine kadar meydan hınca hınç dolu olur. Uzun masalarda oturan yerli halk ve turistler, hep birlikte eğlenirler. Sezon kapanışını da kutlayan esnaf, sokaklara attıkları masalarla kendi eğlencelerini de yaratır. Kaş’ın her köşesi ayrı bir çoşku ve heyecanla dolu olur.

Antalya’ya gitmeden önce bilmeniz gereken 8 şey:

1. Antalya’da eğer hava güneşli ise; yılın her mevsimi yanabilirsiniz. Bu sebeple; güneş kremini eksik etmeyin.


2. Sıcak ve yeşillik sebebiyle fazlaca karşılaşacağınız her türlü böceğe ve sineğe karşı hazırlıklı olun.

3. Eğer tatilinizi sadece otelde yatarak geçirmeyi planlamıyorsanız, valizinize mutlaka bir yürüyüş ayakkabısı ve şapka atın.

4. Eğer Batı Antalya civarındaki beldelere (Kaş, Kalkan) gitmeyi planlıyorsanız, uçak biletinizi Dalaman Havalimanı’na alın.

5. Antalya bölgesinde çok sayıda irili ufaklı antik kent bulunmaktadır. Seyahat öncesinde bir miktar bilgi edinmeniz, gezilerinizi daha anlamlı kılacaktır.

6. Eğer zamanınız kısıtlıysa, kaldığınız yerden katılacağınız tekne gezileriyle daha fazla koyu ziyaret etme şansı bulabilirsiniz.

7. Antalya’da her zevke ve bütçeye hitap eden tatil seçenekleri bulunmaktadır. 

8. Kaş gibi çok geniş alana yayılmış tatil beldelerini rahatça gezebilmeniz için, kendi arabanızla gelmeniz veya araba kiralamanız doğru bir tercih olacaktır.