Çekirdeğe çiğdem, simite gevrek denilen, kızlarının güzelliği dillere destan olan, havasına, suyuna, tarihine şarkılar yazılan, Karşıyaka-Göztepe rekabetiyle heyecan yaratan, her daim capcanlı bir şehirdir İzmir. Ege Denizi’ne nazır çayınızı içerken, çıtır çıtır sıcacık boyozunuzla başlarsınız güne.

Güne İzmir’de başlayıp, bir zaman makinasına binmiş buluverirsiniz kendinizi Smyrna’da. Atlarsınız arabanıza, başlarsınız her biri bir diğerinden daha güzel, daha özel İzmir kasabalarını gezmeye. Buram buram tarih kokar, ot kokar, deniz kokar, huzur kokar. Taş evli, daracık sokaklı sahil kasabalarını gezerken, deniz kokan Ege insanlarına, yemeklerine, ruhuna öyle bir alışıverirsiniz ki; geri dönesiniz gelmez.

İzmir Nerededir?

İzmir, Ege Bölgesi’nin incisi, ülkemizin en kalabalık 3. şehridir.

İzmir’e Nasıl Gidilir?

İzmir Adnan Menderes Havalimanı’na sürekli ve belli aralıklarla düzenlenen uçuşlarla ulaşabileceğiniz gibi, İzmir’e düzenlenen otobüs seferlerinden de faydalanabilirsiniz.

İzmir’e Ne Zaman Gidilir?

İzmir’in Ege Denizi’ne kıyısı olan kısmında, farklı zevklere hitap eden tatil beldeleri bulunmaktadır. Eğer deniz tatili için İzmir’i tercih ediyorsanız, Haziran-Eylül dönemi uygun olacaktır. Deniz tatili dışında da, İzmir 12 ay yaşayan büyük bir metropoldür. Özellikle bahar ayları, İzmir’i gezmek için çok doğru bir zaman olacaktır.

İzmir’de Şehir İçi Ulaşım:

İzmir’de aklınıza gelebilecek her türlü toplu taşıma aracı bulunmaktadır. Metro, tren, otobüs, minibüs, dolmuş, vapur ve feribot. Gitmek istediğiniz her yere toplu taşıma kullanarak ulaşmanız mümkün. Taksi fiyatları da, diğer büyük şehirlerden farklı değildir.

Türkiye'nin en önemli şehirlerinden biri olan İzmir ve çevresinde gezip görebileceğiniz yerleri sizin için listeledik;

  • İzmir Agorası

    İzmir Agorası

    Agoralar, antik dönemlerde ticaretin kalbinin attığı pazar yerleridir. Sadece ticaretin değil, felsefe ve sanat gibi soyut kavramların da temellerinin atıldığı yerlerdir. İzmir şehir merkezinde bulunan agora, Konak ilçesinin Namazgah semtinde yer almaktadır. Tarihi M.Ö. 4. yy’a dayanan agora, M.S. 2. yüzyılda Roma Dönemi’nde yeniden inşa edilmiştir. İzmir Agorası, İon Agoraları içerisindeki en iyi durumdaki ve en iyi korunmuş olanıdır.

    devamı için tıklayın
  • Smyrna Antik Kenti

    Smyrna Antik Kenti

    Modern İzmir’in tarihi önemini ve kimliğini gözler önüne seren, İzmir’in Roma İmparatorluğu Dönemi’nde de ne denli önemli bir şehir olduğunu kanıtlayan antik bir şehirdir. İzmir’in bir liman kenti olması onu tarih boyunca önemli kılmıştır. İzmir Körfezi’nin kuzeydoğusunda Bayraklı semtinde, İzmir’in ilk yerleşim yeri olan, tarihi M.Ö. 3000 yılına kadar inen Smyrna Antik kenti bulunmaktadır. Antik kentte Truva, Hitit ve Roma dönemlerine dair kalıntılar bulunur.

    devamı için tıklayın
  • Kadifekale

    Kadifekale

    Büyük İskender’in gördüğü bir rüya üzerine Smyrna kent merkezini Kadifekale’nin olduğu yere taşır. Kadifekale ve daha birçok yapı bu bölgeye inşa edilir. Bu durum bazı kaynaklara göre Helenistik Dönem’in başlangıcıdır. Kale ve çevresi, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde onarım görmüştür. İzmir Belediyesi, Kadifekale eteklerinde saklı kalmış antik tiyatroyu açığa çıkarmak için kazı çalışmalarını sürdürmektedir.

    devamı için tıklayın
  • İzmir Arkeoloji Müzesi

    İzmir Arkeoloji Müzesi

    Neredeyse 100 yıllık tarihi olan müze, çevre antik kentlerde yapılan kazı çalışmaları sonucu artan eser miktarı sebebiyle sürekli daha büyük yerlere taşınmış. Son olarak 1984 yılında, Konak Bahribaba Park içerisindeki 5000 m2’lik yerine taşınmıştır. Tarih öncesi, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait yüzlerce eserin sergilendiği müzede, heykeller, değerli taşlar, yazıtlar, mimari parçalar, cam eşyalar ve çeşitli alet edevatlar sergilenmektedir.

    devamı için tıklayın
  • İzmir Saat Kulesi

    İzmir Saat Kulesi

    İzmir’in sembollerinden biri olan kule, Konak Meydanı’nda bulunmaktadır. 1901 yılında II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. yılı şerefine inşa ettirilmiştir. Kulenin saati ise; Alman İmparatoru II. Wilhelm tarafından hediye edilmiştir. Saatle ilgili en ilginç bilgi ise; 100 yılı aşkın süredir hiç durmamış olmasıdır.

    devamı için tıklayın
  • Tarihi Asansör Kulesi

    Tarihi Asansör Kulesi

    Mithatpaşa Caddesi’nden Halil Rıfat Paşa semtine ulaşabilmek için çıkılan 155 basamaklı merdivenlerin zorluğundan kurtulmak için, 1907 yılında iş adamı Nesim Levi tarafından inşa ettirilmiştir. Önceleri biri buharla, diğeri elektrikle çalışan iki asansörden oluşan kuledeki asansörlerin şimdilerde; her ikisi de elektrikle çalışmaktadır. Eğer asansör fikri çok ilginizi çekmezse, sadece mükemmel İzmir manzarasını seyretmek için bir uğramak istersiniz.

    devamı için tıklayın
  • Urla

    Urla

    İzmir’e 35 km uzaklıktaki Urla’nın tarihi M.Ö. 2000 dayanır. O dönemlerden kalma antik kent Klazomenai’nın kalıntıları, İskele Mahallesi civarlarındadır ve kazı çalışmaları hala devam etmektedir. Urla’nın en turistik noktaları, yerel ürünlerin ve hediyeliklerin satıldığı Malgaca Pazarı ve modern dükkanlarıyla Sanat Sokağı’dır. Urla, İzmir’in sahil şeridi en uzun ilçesidir. İrili ufaklı çok sayıda plaja sahiptir. Bunlardan Urla merkeze en yakın, Çeşmealtı Mahallesindeki Mavi Plaj’dır. Eğer merkezin kalabalığından kaçmak ve daha serin sularda yüzmek isterseniz, Urla’nın güney kesimindeki Altınköy Plajı’nı mutlaka denemelisiniz.Bir önemli not daha; Urla’nın katmeri oldukça meşhur. Hem İskele tarafında, hem de Malgaca Pazarı civarında karşınıza çıkacak katmercilere bir şans vermeyi unutmayın.

    devamı için tıklayın
  • Çeşme

    Çeşme

    İzmir’den çıktınız, Urla’ya sapmadan 50 km kadar daha devam ederseniz Çeşme’ye ulaşırsınız. Eskiden sadece İzmirlilerin yazlık bölgesi olan ilçe, 2000’lerin başında büyük şehirlerden tatilci akınına uğramaya başladı. Şık plajları, restoranları ve hareketli gece hayatıyla İzmir’in en popüler tatil beldeleri arasında başı çeker hale geldi. Özellikle Alaçatı beldesinin bünyesindeki tesisler ve Alaçatı’nın buram buram Ege kokan ruhu, Çeşme’yi daha da popüler hale getirdi.

    devamı için tıklayın
  • Seferihisar

    Seferihisar

    İzmir merkeze 52 km uzaklıktaki Seferihisar, ülkemizin ilk “citta slow” unvanına sahip kasabası. İzmir yarımadasının güneyinde yer alan Seferihisar’ın bu unvana sahip olmasının sebebi; kolay yaşanabilir olması, alışılagelmiş turizm anlayışının dışında kalması ve yerel kimliğini (kültür, zanaatler, gastronomi vs.) koruyor olması olarak özetleyebiliriz. 2009 yılında aldığı bu unvan, İtalya’da bir komite tarafından veriliyor ve çok da sıkı denetleniyor. Seferihisar’ın sahil kesimi Sığacık olarak anılıyor. Sığacık’taki Teos Antik Kenti M.Ö 10. yüzyılda Giritliler tarafından inşa edilmiş. Oldukça geniş alana yayılan şehrin içerisinde, hala aktif şekilde kullanılan bir amfi tiyatro ve Şarap Tanrısı Dionysos’a adanmış bir de tapınak bulunmakta. Sığacık Limanı yakınlarında, Şelçuklular’dan kalma bir kale olan Sığacık Kalesi de; Seferihisar’ın görülmesi gereken köşelerindendir. Geri kalan bütün zamanınızı Sığacık’ın içinizi ısıtacak huzur dolu sokaklarında, yerel pazarlarında ve plajlarında geçirin. Beach club tarzı mekanların olduğu yerde gününüzü geçirmek isteyenlerdenseniz; Büyük Akkum Plajı’nı denemeli, eğer daha sakin ve huzurlu bir gün geçirmek isterseniz de, Akvaryum veya Akarca Plajlarını tercih etmelisiniz.

    devamı için tıklayın
  • Foça

    Foça

    Sahil boyunca uzanan sevimli balık restoranları, Eski Çarşısı, mükemmel yemekleri ve güler yüzlü insanlarıyla misafirlerinin kalbini çalan, bir gelenin bir daha aklından çıkmayan özel bir kasabadır. Foça'ya gelmişken Karakum Plajı'ndan denize girmenizi, Siren Kayalıkları’nı tekne gezisiyle ziyaret etmenizi ve bol bol Ege mezeleri ve taze balık yemenizi tavsiye ederiz. Yeni ve eski olarak ikiye ayırabileceğimiz Foça'nın; Yeni Foça bölümü, Eski Foça’nın gölgesinde kalan, yel değirmenleriyle meşhur daha modern bir tatil beldesidir. İki bölgenin arası yaklaşık 20 kilometredir. Eğer Yeni Foça’yı ziyaret etmek isterseniz; yol üzerinde kalan Mersinaki Koyları’nı ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Akdeniz foklarının sığınağı olarak bilinen Foça, tarih kitaplarında Phokaia olarak geçer. İlk yerleşimin M.Ö 9-11. yüzyılları arası oluğu tahmin edilen Foça’da, ticari anlamda oldukça güçlü İyon yerleşimi olan Phokaialılar yaşıyorlarmış. Fokların yuvası olan efsanevi Siren Kayalıkları, Phokaia döneminden kalma antik kentin kalıntıları, insanın içini ısıtan Eski Foça’nın taş evleri ve daracık sokakları, bozulmamış kimliğiyle insanı kendine hayran bırakan özel bir beldedir Foça.

    devamı için tıklayın
  • Selçuk

    Selçuk

    Selçuk denildiğinde akla iki şey gelir; biri çöp şiş, diğeri ise Efes Antik Kenti’dir. 8 bin yıllık bir geçmişi olduğu tahmin edilen antik kentin en parlak dönemleri, Helenistik ve Roma dönemleridir. Roma Dönem’inde Asya Eyaleti’nin başkenti olan Efes, bölgenin en kalabalık ve en gelişmiş şehri haline gelmiş. Bir liman kenti olmanın verdiği avantajla da, ticari olarak da çok stratejik bir konuma gelmiş. İçerisinde tiyatrolar, tapınaklar, kapılar, kiliseler ve meydanlar bulunur. Antik kentin en dikkat çekici noktası olan Celsius Kütüphanesi ise; tek kelimeyle büyüleyicidir. Efes Antik Kenti’nde yapılan kazı çalışmaları sonucu bulunan eserlerin sergilendiği yer Efes’tir. Heykeller, sikkeler, alet edevatlar, yazıtlar, takılar gibi tarihe ışık tutan birçok parçayı meraklılarıyla buluşturur. Bizans İmparatorluğu Dönemi’nde inşa edilen Saint Jean Kilisesi, dönemin en büyük dini yapılarındandır. Hz. İsa’nın ölümünden kısa bir süre sonra, havarilerinden St. Jean, Hz. İsa’nın annesi Meryem’i buraya çok yakın bir konumdaki bir eve getirmiştir. Şimdilerde Meryem Ana’nın evi olduğuna inanılan bu ev, Meryem Ana’nın son yıllarını geçirdiği yerdir. Kilisenin ortasında St. Jean’ın mezarı bulunmaktadır. 19. yy’da yazılan bir kitaptan yola çıkılarak, 1891 yılında keşfedilen Meryem Ana’nın evi, Hz. İsa ölümünden sonra Meryem Ana’nın 9 sene boyunca Efes yakınlarında yaşadığı evdir. Bülbül Dağı denilen yerde olan ev, hem deniz, hem Efes, hem de kusursuz bir orman manzarasına sahiptir. Hristiyan alemi için kutsal olan bu yeri, Selçuk’a yolunuz düşerse ziyaret etmeyi ihmal etmeyin. Efes Antik Kenti yakınlarındaki Panayır Dağı eteklerinde bulunan Yedi Uyuyanlar Mağarası (Ashab-ı Kehf), hem Hristiyanlık, hem de İslam dinlerinde geçen ortak efsanelere sahiptir. Zulüm eden kraldan kaçan 7 kişinin, bu mağarada 200 seneyi aşkın süre mucizevi bir uykuya daldığına inanılır. Kazı çalışmaları sonucunda 4 katı ortaya çıkan mağara içerisinde kilise ve mezarlar da ortaya çıkmıştır. Ülkemizde aynı isimde başka mağaralar da bulunmaktadır. Şirince sevimli mi sevimli bir Ege köyü. Her ne kadar denize kıyısı olmasa da, insanları ve dokusuyla Ege ruhunu size hissettirecektir. Köy evlerinden bozma butik otelleri, sürprizlerle dolu köy sokakları, evlerinin bahçesini restorana çeviren tatlı, köylü teyzeler ve tabii ki Şirince’nin meşhur meyve şarapları. Huzurlu bir hafta sonu için Şirince oldukça doğru bir tercih olacaktır.

    devamı için tıklayın

İzmir mutfağı, coğrafi olarak bir çok farklı kültürden etkilenmiş, Ege Mutfağı’nın bütün özelliklerini taşıyan, lezzetli ve sağlıklı bir mutfaktır.

Otların, deniz ürünlerinin, kuzu etinin, zeytinyağlı yemeklerin ve zeytinyağının öne çıktığı mutfak, ülkemizin en öne çıkan mutfakları arasındadır. Sabah kahvaltılarının olmazsa olmazı boyoz, haşlanmış yumurta ve İzmir tulumudur.
 
Boyoz, ılık yenen yağlı ve çıtır çıtır bir hamur işidir. Kahvaltı veya öğle yemeği için meşhur İzmir kumrusunu da denemelisiniz. Kumru ekmeği adı verilen bir ekmeğe yapılan oldukça doyurucu bu sandviçin içerisinde ne ararsanız var.

Şevketi bostan, arapsaçı, turp otu, radika, bahçe otları, İzmir mutfağının vazgeçilmezlerindendir. Bu otlardan kuzu etli yemekler, zeytinyağlılar ve salatalar hazırlanır. Ayrıca balık tüketmeyi de çok seven İzmir halkı için hemen hemen her köşede balıkçılar ve balık restoranları vardır. Hem merkezde, hem de sahil kesimlerinde irili ufaklı birçok balık restoranına denk geleceksiniz. Eğer Efes taraflarını gezmeyi de planlıyorsanız, Selçuk’ta sıra sıra dizilmiş olan çöp şişçilere de bir şans tanımanızı tavsiye ederiz.

Lokmasıyla meşhur İzmir’de, tatlı olarak ne yesek diye düşünmenize pek gerek kalmayacaktır.


İzmir'de uğrayabileceğiniz alışveriş noktalarını ve iyi vakit geçirebileceğiniz bazı noktaları sizin için derledik;

  • Kemeraltı Çarşısı

    Kemeraltı Çarşısı

    İzmir şehir merkezindeki tarihi çarşı Kemeraltı, Eminönü, Mahmutpaşa ve Kapalı Çarşı karışımı turistik bir yerdir. Çarşıda, dönerciler, tarihi esnaf lokantaları, kafeler, kuyumcular, hediyelik eşyacılar, çeyiz ve tekstil mağazaları bulunmaktadır. Eğer sakatat meraklısıysanız, bu çarşıdaki söğüşçülere bir şans vermeyi ihmal etmeyin. Aklınıza gelebilecek her türlü sakatatla yapılan söğüş dürümleri denemeye değer.

    devamı için tıklayın
  • Sevgi Yolu

    Sevgi Yolu

    Alsancak semtinde yer alan Sevgi Yolu, her iki yanı yüzyıllık palmiyelerin dizildiği, Yeşilçam oyuncularının isimlerinin yazılı olduğu plakalarının bezediği zemin taşlarıyla ismi gibi insanın içini ısıtan bir yer. Hediyelik eşyacı, takıcı ve kitapçılarla renklenen yol, İzmir’in en keyifli noktalarındandır.

    devamı için tıklayın
  • Kıbrıs Şehitleri Caddesi

    Kıbrıs Şehitleri Caddesi

    Yine Alsancak’ta bulunan bu cadde, İzmir’in kalbinin attığı yerlerden biridir. Trafiğe kapalı olan cadde, Kordon’a kadar uzanır. Oldukça keyifli ara sokaklara da sahip olan caddede, mağazalar, restoranlar ve kafeler yer alır.

    devamı için tıklayın
  • Kordon Boyu

    Kordon Boyu

    Gündüz deniz kenarında bir yürüyüş ve kahve molası için, akşamları keyifli bir yemek ve deniz havası için, çimlere oturup keyif yapmak veya bisikletle turlamak için Kordon Boyu, İzmir’de olduğunuzu hissettirecek en ünlü yerlerden biridir.

    devamı için tıklayın
  • İnciraltı

    İnciraltı

    Balçova ilçesine bağlı bir semt olan İnciraltı, ismini eskiden bu bölgede çok alan incir ağaçlarından almış. Sayısız kafe ve restorana sahip olan bölgede ayrıca Özdilek AVM ve Crown Plaza da bulunmakta. Ayrıca ilginizi çekerse İnciraltı’nda bir de Deniz Müzesi bulunmakta.

    devamı için tıklayın
  • Karşıyaka Çarşı

    Karşıyaka Çarşı

    Karşıyaka İskelesi’nden iner inmez karşınıza çıkan Karşıyaka Çarşı, Kıbrıs Şehitler Caddesi gibi, mağaza, restoran ve kafelerin yer aldığı, trafiğe kapalı bir caddedir.

    devamı için tıklayın
  • İzmir Doğal Yaşam Parkı

    İzmir Doğal Yaşam Parkı

    Çiğli ilçesinde bulunan park, 2008 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından açılmış olup, Avrupa’nın en büyük doğal yaşam parklarından biridir. İçersinde 1500 hayvan ve 3000 ağacın bulunduğu parkta, tel örgüler veya duvarlar yoktur. Hayvanlar doğal ortamlarına en yakın şekilde yaşatılmaktadır. Ailecek keyifli bir gün geçirebileceğiniz parkı, alternatifleriniz arasına eklemeyi unutmayın.

    devamı için tıklayın

İzmir havaalanının kent merkezine uzaklığı ne kadardır?

Adnan Menderes Havalimanı ile İzmir şehir merkezi arası 18 km’dir.


İzmir'de genel olarak fiyatlar nasıldır?

İzmir kent merkezi, yerine göre değişse de; İstanbul’a kıyasla daha uygun fiyatlıdır. 2 kişi orta-iyi bir balık lokantasında vereceğiniz hesap 200 tl baremlerinde seyredecektir.

Kemaraltı’nda tarihi bir esnaf lokantasında ise; iki kişi 40 tl civarlarına oldukça lezzetli bir yemek yiyebilirsiniz. Beldelerde ise; fiyatlar birbirinden çok farklı olacaktır. Alaçatı’da bir restoranda 200-300 tl civarlarında hesap öderken, aynı kalitede bir yemek Urla’da 100-150 tl civarlarında olacaktır.

İzmir'i gezmek için kaç gün gerekir?

İzmir şehir merkezini gezmek için, bir hafta sonu yeterli olacaktır. Ancak beldelerini de gezmek isterseniz; en az 5-6 gün ayırmanızı tavsiye ederiz.

İzmir için önemli tarihler nelerdir?

Alaçatı Ot Festivali: Nisan ayının ilk yarısında gerçekleşen festival, Çeşme’nin Alaçatı semtinde düzenlenir. Bölgenin otlarını ve florasını tanıtmak üzerine kurulu festival süresince yemek atölyeleri, söyleşiler, yarışmalar ve seminerler düzenlenir.

Seferihisar Mandalina Festivali: Her yıl Eylül-Kasım arasındaki bir tarihte, Sığacık’ta gerçekleşen festivalin amacı, yerel mandalinayı tanıtmak. Festival süresince konserler, şenlikler ve mandalina ile alakalı aklınıza gelebilecek her türlü yarışma düzenlenir.

Seferihisar Tohum Takas Şenliği: 2006 yılında yerli tohumun satışını yasaklayan yasaya bir başkaldırı olarak 2011 yılından beri düzenleniyor. Düzenli bir tarihi olmayan, yılda birkaç kez düzenlenen şenlikte, yerli tohumlar üreticiye ücretsiz olarak dağıtılır. Yok olmaya yüz tutan ürünlerinde tohumların dağıtılıp üretime teşvik yapılan festivalde yer almak, ayrı bir keyif olacaktır.

İzmir’e gitmeden önce bilmeniz gereken 7 şey:

1. İzmir şehir merkezinde konaklamak için Karşıyaka’yı değil de, Göztepe tarafını seçmeniz; gezilecek yerlere ulaşmanız açısından kolaylık sağlayacaktır.

2. Eğer İzmir’de bahsi geçen bütün bölgeleri gezmek istiyorsanız, araba kiralamanız veya kendi arabanızla gitmeniz daha doğru olacaktır.
 
3. İzmir şehir merkezi seyahatiyle beldelerin seyahatini, ayrı tatiller olarak planlamanız daha makul olacaktır.
 
4. Eğer yaz aylarında antik kent ziyareti yapıyorsanız, güneş koruması kullanmayı ihmal etmeyin.
 
5. Sırf Efes Antik Kent giriş ücreti 40 tl’dir. Eğer antik kent ve müze gezisine ağırlık verecekseniz, mutlaka bir müze kart edinin.
 
6. Seferihisar’da özellikle Pazar günü kurulan Üretici Pazarı’nı kesinlikle kaçırmayın. Direk üreticilerin açtığı tezgahların çeşitliliğine inanamayacaksınız.
 
7. Efes Antik Kenti, gezmekle kolay kolay bitmeyen ama yarım bırakmaya da kıyılamayacak büyüleyicilikte bir yer. Ayağınıza rahat bir ayakkabı, güneşli günler için bir şapka almayı ihmal etmeyin. Ayrıca girmeden önce su gibi asgari ihtiyaçlarınızı da yanınızda bulundurun yoksa içeride bir suya 5-6 tl para vermeniz gerekecektir.