Tarihsel ve kültürel bir dokuya sahip olan Berlin, Avrupa'nın bohem ruhunu vurgulayan en önemli şehirler arasında yer alıyor. Berlin, özellikle 19.yy'dan beri Avrupa'nın değişmeyen kültür başkentlerinden birisidir. Şehirde; sokak sanatları, mimari yapılar ve müzeler büyük rol oynadığı için Berlin, sanata ve tarihe önem verenler için harika bir gezi seçeneği oluşturuyor.

Avrupa'nın Türkiye ayağı olarak nam salmış, dünyanın gözde şehirleri arasında yer alan Berlin, tarihi ve kültürel yapısının zenginliği sayesinde ziyaretçilerinin üzerinde etkileyici bir intiba bırakıyor.

Gelenekselliğin ve modernliğin sentezlendiği şehir, tarihi ve kültürel özelliklerinin yanı sıra canlı ve heyecanlı yaşama biçimiyle de öne çıkıyor. Özellikle gece hayatı konusunda Avrupa başkentleri arasında yeri çok büyük. Eğlence dolu bir tatil yapmak istiyorsanız gezi planlarınız arasına Berlin'i ekleyebilirsiniz. 

Berlin Nerededir?

Almanya Federal Cumhuriyeti'nin 16 eyaleti arasında bulunan başkent Berlin, ülkenin kuzeydoğusunda yer alıyor.

Berlin'e Nasıl Gidilir?

Kültürel çeşitliliği nedeniyle verimli bir gezi olanağı sunan Berlin, kolay ulaşım avantajıyla yılda 25 milyondan fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Şehre gelen konukların çoğu, ilk olarak Schönefeld Havalimanı'nda karşılanıyor. Ekonomik uçak firmalarının kullandığı Schönefeld Havalimanı, daha çok gece uçuşları ve farklı ülkelerden gelen seferler için hizmet veriyor.

Kente ulaşım için tercih edilen bir diğer alan ise Tegel Havalimanı. Bölgenin merkezi havalimanı Tegel, genellikle Türk Hava Yolları seferlerine hizmet veriyor.

Berlin, demir yollarının kesişme noktasında bulunduğu için ülkeler arası seferlerde tren ile seyahat etme imkânı da sunuyor. 

Berlin'e Ne Zaman Gidilir?

Türkiye'ye göre kuzey kesimde kalan Berlin; kış aylarında ciddi derecede soğuk olabiliyor. En kalın giysilerinizi yanınıza almalısınız. Yaz aylarında ise Türkiye’nin batı ve güneyine göre daha ılıman olsa da nispeten daha sıcak oluyor. Dolayısıyla Berlin'e Eylül sonu ve Mayıs başı gibi geçiş dönemlerinde gitmenizi öneririz.

Berlin'de Şehir İçi Ulaşım

Dünyanın en iyi toplu taşıma sistemine sahip olan Berlin'de toplu taşıma araçlarıyla şehrin dört bir yanını gezmek oldukça kolay. Toplu taşıma sistemini işleten BVG firması; otobüs, tren ve tramvay gibi araçlarla konforlu ve avantajlı bir şekilde seyahat etmenize yardımcı oluyor.

Havalimanından şehir merkezinde gelmek ve şehrin farklı köşelerine gitmek için tercih edebileceğiniz en ideal ulaşım seçeneği ise metro oluyor. Metro, 04.00-01.00 saatleri arasında kullanılabiliyor. 24 saat boyunca hizmet veren tramvay ve taksiler de yine şehir içi ulaşımda tercih edebileceğiniz diğer seçenekleri oluşturuyor.

Berlin'e seyahat etmeyi mi planlıyorsunuz? Berlin tur fiyatlarını buradan karşılaştırın! 

Sürprizlerle dolu, geleneksel ile moderni tek potada eritebilen eşsiz bir şehir olan Berlin'de mutlaka görülmesi gereken yerleri sizin için derledik.

  • Brandenburg Kapısı (Brandenburger Tor)

    Brandenburg Kapısı (Brandenburger Tor)

    İstanbul için Taksim Meydanı neyse, Berlin için de 225 yıllık Brandenburg Kapısı ve etrafındaki Paris Meydanı(Pariser Platz) odur. Anıt 2. Dünya Savaşı'nın sonunda hem müttefik bombardımanlarında hem de Sovyet işgaliyle başlayan Berlin Muharebesi sebebiyle ağır hasar görmüş ancak Paris Meydanı'nda ayakta kalmayı başarabilen bir kaç yapıdan biri olmuş. Soğuk Savaş döneminde Doğu Berlin'de bulunan Brandenburg Kapısı, Doğu ve Batı Berlin hükümetlerinin ortak çalışmasıyla restore edilmiş; Berlin Duvarı inşa edildiğinde ise duvarın bir parçası olmuş. Kapı, duvar yıkılana kadar şehrin iki yakası için bir geçiş noktası olarak görev görmüş. 12 sütunu, 6 giriş ve 6 çıkış kapısıyla Alman klasizminin en güzel örneğini yansıtan yapıyı, gündüz vakitlerinde ziyaret edebileceğiniz gibi ışıklandırmalı yekpare bir görüntüye şahit olmak için akşam saatlerinde de ziyaret edebilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Berlin Katedrali (Berliner Dom)

    Berlin Katedrali (Berliner Dom)

    Günümüzde ayakta duran Berlin Katedrali 19.yy'ın sonunda inşa edilmiş olsa da aslında katedralin inşa edildiği alanın dini tarihi 15.yy'a kadar uzanıyor. Tarih boyunca Katolik, Lutheran, Kalvenist ve Protestan inançlara ev sahipliği yapmış kilise, günümüzde Berlin'in ve Almanya'nın en önemli dini yapılarından biridir. Katedral, 2. Dünya Savaşı'nda Müttefik bombardımanları sonucu ağır hasara uğramış, savaştan sonra Batı Alman hükümeti ve Alman Evanjelist Kiliseler Birliği'nin baskılarıyla restore edilmiştir. Berlin Katedrali'yle ilgili büyük bir yanılgı, kilisenin aslında bir katedral olduğudur. Kilise, aslen bir piskoposa ev sahipliği yapmadığı için katedral olmasa da Berlin Katedrali ismi sabit kalmıştır. Museumsinsel'de(Müze Adası) bulunan kilise, adadaki müzelerle beraber UNESCO dünya Mirasları listesinde yer almaktadır.

    devamı için tıklayın
  • Reichstag

    Reichstag

    1894 yılında İmparatorluk Parlamentosu olarak açılan Reichstag, 40 yıl boyunca hizmet vermiştir. Komünist bir kundakçı tarafından başlatılan 1933 Reichstag yangını sonrası bina kullanılmaz hale gelmiştir. Saldırıdan güç alan Şansölye Adolf Hitler yeni bir yasa ile güçler ayrılığı ilkesini çiğnemiş, bütün yönetim gücünü kendinde toplamanın ilk adımını atmıştır. 2. Dünya Savaşı'nın sonunda, Sovyetlerin Berlin'i ele geçirmesini simgeleyen bayrak dalgalandırma fotoğrafı da Reichstag'ın üstünde çekilmiştir. Soğuk Savaş boyunca atıl halde bekleyen bina 1999'da onarılmış, aynı yıl tekrar parlamentonun toplanma yeri olmuştur. İlk bakışta tarihsel mimari yapısıyla göz dolduran yapının en önemli özelliği ise tamamen camdan inşa edilmiş kubbesidir. Kubbe, ünlü İngiliz Mimar Norman Foster tarafından tasarlanmıştır. Eğer zamanınız varsa kubbeyi hem akşam hem de gündüz gözüyle görmelisiniz; muhteşem bir manzarası vardır.

    devamı için tıklayın
  • Berlin Duvarı (Berliner Mauer) & Checkpoint Charlie Müzesi

    Berlin Duvarı (Berliner Mauer) & Checkpoint Charlie Müzesi

    Soğuk Savaş'ın en önemli simgelerinden biri olan ve ‘utanç duvarı’ olarak da anılan, yıkıldığı 1989 yılına kadar sadece Doğu ve Batı Berlin’i değil, aynı zamanda bir ülkeyi ve hatta bütün bir kıtayı ayıran Berlin Duvarı, günümüzde Berlin'in en önemli turistik atraksiyonlarından biridir. Kötü şartlardan kaçmak isteyen Doğu Berlin vatandaşlarının Batı tarafına iltica etmesini engellemek için 1961'de Doğu Alman yönetimi tarafından önce dikenli teller kısa süre sonra ise beton bloklarla inşa edilen duvar şehri ortadan ikiye bölmüş, şehirde yaraları bugün bile hala görülen demografik izler bırakmıştır. Duvar günümüzde çoğunlukla yıkılmış olsa da, yarattığı etkinin tersine döndürülmesi uzun yıllar sürecek. Büyük bölümü yıkılan duvarın 1.3 km'lik bir bölümü "Doğu Yakası Galerisi" olmuş, üstünde dünyanın farklı ülkelerinden sanatçıların yaptıkları murallar vardır. Duvarın ellenmemiş bir bölümü ise eski Gestapo(Nazi gizli polisi) karargahının yerine inşa edilen Topographie des Terrors (Terörün Topoğrafyası) müzesinde yer almaktadır. Müzenin 400 metre kadar doğusunda ise Berlin Duvarı'nın en meşhur kontrol noktalarından Checkpoint Charlie bulunur.

    devamı için tıklayın
  • Berlin Yahudi Müzesi (Jüdishches Museum)

    Berlin Yahudi Müzesi (Jüdishches Museum)

    Berlin'deki ilk Yahudi tarihi müzesi 1933 yılında, Naziler iktidara gelmeden bir kaç gün önce açılmış. 1938 yılında, Daha sonra Kristal Gece(Kristallnacht) olarak adlandırılacak olan 9-10 Kasım pogromunda müze bir daha açılmamak üzere kapatılmış, envanterine ise el koyulmuş. 2001 yılında açılan yeni Yahudi Müzesi'nin yapısökümcü (deconstructivist) tasarımı Leh-Amerikan kökenli bir mimar olan Daniel Libeskind'e ait. Sıradışı tasarımı yüzünden yıldırım(blitz) lakabı verilen binanın bir kapısı yok. Tek girişi yer altından; eski Berlin Müzesi'nin içinden giriliyor. Alman Yahudilerinin tarihine yolculuk edebileceğiniz müzede Yahudi yaşam tarzına ve kültürüne ait objeler ve sanat eserleri sergileniyor. Ana serginin adı "Alman-Yahudi Tarihinin İki Milenyumu". Sergi zaman aralıklarına göre ayrılmış; iki bin yıl öncesinden 2. Dünya Savaşı'na ve günümüze kadar uzanıyor. 25 metre uzunluğunda bomboş bir kuleden oluşan Soykırım(Holokost) Kulesi dikkat çekici noktalardan biri. İçeri girdiğinizde kapı arkanızdan kapatılıyor ve tek ışık kaynağı kulenin tepesindeki küçük bir boşluk. Kapalı yerde kalma korkunuz varsa dikkatli olmalısınız. Müzenin en çarpıcı sergisi ise İsrailli heykeltıraş Menashe Kadishman'ın "Düşen Yapraklar (Shalekhet)" enstalasyonu. Sanatçı, 10.000'den fazla ağır metal parçasını oyarak insan suratları çıkarmış ve bu insan suratları müzenin giriş katında yere dağıtılmış. Bu "düşen yapraklar" sadece biri üzerine bastığında ya da biri yerden kaldırıp tekrar yere koyduğunda ses çıkarabiliyor, konuşuyor. 2015 yılında vefat eden heykeltıraş, eserini sadece Yahudi Soykırımı değil, bütün savaş mağdurlarına adadığını açıklamış.

    devamı için tıklayın
  • Yahudi Soykırımı Anıtı (Holocaust Mahnmal)

    Yahudi Soykırımı Anıtı (Holocaust Mahnmal)

    Brandenburg Kapısı'nın hemen yanında konumlanan, Amerikan mimar Peter Eisenman'ın tasarladığı "Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı", sıralı biçimde dizilmiş 2.700'den fazla tek parça beton stelden(tek parça taştan oyulan mezar taşı) oluşan anıt, soykırım anıtları içerisinde en dikkat çekici olanlardan biridir. Hiç bir stelin üstünde yazı veya bilgi bulunmaz. Bu anonimlik, esere bir gerçeküstülük katar, stellerin arasındaki engebeli yollarda yürüyen insanları ürpertir. Stellerin hepsi birbirine benzese de aslında hepsi zengin ya da fakir, kadın ya da erkek yaşlı ya da çocuk bir savaş mağdurunu temsil eder. Kompleksin içerisinde kalıcı sergiler ve tarihe tanıklık eden dokümanlar da yer alır. Tarihin bu dönemine ve Yahudi katliamına ait bilgi, belge ve resimler de kompleksin etrafında paylaşılmaktadır.

    devamı için tıklayın
  • Müzeler Adası (Museumsinsel)

    Müzeler Adası (Museumsinsel)

    Berlin’deki Mitte bölgesinden geçen Spree nehri üzerinde bulunan bir adada bulunan bu bölge ev sahipliği yaptığı ünlü müzeler nedeniyle "Müzeler Adası" olarak adlandırılır. UNESCO’nun Dünya Mirasları listesinde yer alan bu ada içerisinde; Altes Museum (Eski müze), Neues Museum (Yeni müze), Alte Nationalgalerie (Eski Ulusal Galeri), Bode Müzesi veya eski adıyla Kaiser Friedrich Müzrdgve Pergamon Museum (Bergama Müzesi) yer alır. Beş müze içinde en eskisi 1830 yılında açılan Eski Müze'dir. Müzeler Adası'nı gezmek için beş müzeye birden giriş yapabileceğiniz günlük biletlerden almalısınız.

    devamı için tıklayın
  • Neues Museum (Yeni Müze)

    Neues Museum (Yeni Müze)

    19.yy'da inşa edilen Yeni Müze, Taş Devri'nden Orta Çağ'a kadar Avrupa ve Orta Doğu medeniyetlerine ait 9000'den fazla esere ev sahipliği yapıyor. Antik dönemlere ait eserlerin sergilendiği müzede ağırlıklı olarak Antik Mısır dönemine ait eserler yer alıyor. Bu eserler, "Berlin Mısır Müzesi" koleksiyonu altında toplanmış. Koleksiyonun şüphesiz en ünlü eseri, Antik Mısır'ın Kleopatra'dan sonra en ünlü ikinci kadın figürü olan Nefertiti'nin büstüdür. 20.yy'ın başında Alman bir arkeolog tarafından bulunup Almanya'ya getirildiğinden beri müzenin en değerli ve en nadide parçası olan büst, günümüzde de her yıl yüz binlerce ziyaretçiyi kendisine çekmektedir. Müzenin asla kaçırmamanız gereken diğer parçalarından bir kaçı ise hem takvim görevi gören hem de dini ritüellerde kullanıldığına inanılan 3000 yıllık altın şapka ve aynı zamanda müzenin en eski parçalarından biri olup Erken Taş Devri'nden kalan yedi yüz bin yıllık bir balta. Antik Mısır'dan kalan hiyeroglif ve papirüs parşömenlerini incelemeyi de unutmayın.

    devamı için tıklayın
  • Altes Museum (Eski Müze)

    Altes Museum (Eski Müze)

    19.yy başında Prusya Kraliyet Ailesi’nin sanat koleksiyonunu sergilemek amacıyla kurulan müze, 1845 yılına kadar Kraliyet Müzesi olarak anılmıştır. Yeni Müze, ağırlıklı olarak Antik Mısır eserlerine ev sahipliği yaparken; Antik Yunan ve Antik İtalyan koleksiyonları, Eski Müze'nin en önemli koleksiyonlarındandır. MÖ. 300'den kalan "Dua Eden Çocuk" heykeli, müzenin en nadide parçalarından biridir. Mutlaka görmeniz gereken eserlerden diğerleri de, Euripides'in Medea efsanesinin tasvir edildiği lahit, Helios'un At Arabası kabartması, sayısız antik tas ve vazo ile antik Yunan şehir devletlerinin savaş miğferleri koleksiyonudur.

    devamı için tıklayın
  • Bode Museum

    Bode Museum

    Günümüzdeki adını ilk küratörü olan Wilhelm von Bode'dan alan ve 20.yy'ın başında açılan Bode Müzesi, Almanya'nın en önemli Orta Çağ müzelerinden biridir. Müzenin en önemli koleksiyonları, Geç Bizans ve Rönesans dönemlerine aittir. Müze, içerisinde; Donatello ve Antonio Canova gibi sanatçılara ait eserlerin yer aldığı heykel koleksiyonlarını, Bizans sanatına ait eserleri ve dünyanın en önemli nümizmatik(eski para bilimi) koleksiyonlarından birini bir arada barındırır. Müze aynı zamanda Kıpti(Coptic) Mısır, Bizantion ve Batı Roma'nın eski başkenti Ravenna'dan çok önemli heykel ve benzeri eserlere de ev sahipliği yapıyor. Daha yeni bir tat arıyorsanız, müzede İtalyan Gotik ve Alman Geç Gotik ile Alman Barok akımlarına ait heykel çalışmalarını da inceleyebilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Alte Nationalgalerie (Eski Ulusal Galeri)

    Alte Nationalgalerie (Eski Ulusal Galeri)

    19.yy'ın ortasında ulusal kimliğini yeni yeni ortaya çıkaran Almanya'nın bir ulusal galeri ihtiyacından doğan müze, yakın dönem sanat eserlerinin toplandığı yerdir. Müzede; 19. yüzyıla ait tablo ve heykellerin yanı sıra 20. yüzyıla ait klasik ve modern eserleri ile çağdaş sanat örneklerini de bulabilirsiniz. Müze, özellikle Caspar Friedrich ve Karl Schinkel gibi Romantik ve Manet, Monet, Renoir gibi ünlü Fransız Empresyonist(İzlenimci) sanatçıların ünlü eserleri ile dikkat çekiyor.

    devamı için tıklayın
  • East Side Gallery (Doğu Yakası Galerisi)

    East Side Gallery (Doğu Yakası Galerisi)

    Şehrin sanatsal ruhunu yakından görebileceğiniz en güzel durak; Doğu Yakası Galerisi. Berlin Duvarı'nın doğusunda bulunan galeri, dünyanın farklı kesimlerinden gelen 105 ressamın çizdiği pek çok eseri barındırıyor. Doğu Yakası Galerisi, dünyanın en büyük açık hava galerisi olma özelliğini de taşıyor.

    devamı için tıklayın
  • Bergama Müzesi (Pergamon Museum)

    Bergama Müzesi (Pergamon Museum)

    Bergama Müzesi; Antik Yunan, Roma, Yakın Doğu ve İslam uygarlıklarına ait eserlerin olduğu oldukça etkileyici bir müzedir. Müze içerisinde; Zeus Sunağı, Milet’in Market Kapısı, İştar Kapısı, Athena Tapınağı ve Halep Odası gibi çok önemli ve büyüleyici eserler barındırır. İsminden de anlaşılacağı gibi, buradaki klasik antik çağ koleksiyonundaki eserlerin çoğunluğu, Türkiye’deki Bergama, Milet, Didim ve Priene bölgelerinden parçalar halinde getirilerek bu müzede birleştirilmiştir.

    devamı için tıklayın

Kendine özgü bir yemek kültürüne sahip olan Berlin'de aynı zamanda Alman ve Türk mutfağına özgü pek çok lezzeti de bulmak mümkün.

Şehir mutfağının en meşhur olan ve en sık tüketilen yemeklerinin başında Currywurst yer alıyor. Kızarmış sosis, ketçap-mayonez ve kari ile hazırlanan yemeğin yanında patates de servis ediliyor. 

 

Berlin'e geldiğinizde şehir restoranlarında ülkeye özgü içkileri, özellikle de biraları denemenizi tavsiye ederiz.

 

 

 

Şehrin diğer yöresel lezzetlerinden birisi de Berliner.

 

Türk mutfağının Berlin’de gözle görülür bir ağırlığı var. Berlin, döner ve kebap bulma açısından hiç zorluk çekmeyeceğiniz bir şehir. Özellikle; Neukölln, Karl Marks Straße ve Kottbusser Damm gibi Türk popülasyonun yoğun olduğu bölgelerde uygun fiyatlı ve lezzetli kebaplar yiyebilirsiniz.

Berlin'de Nerede Yemeli? Nerede İçmeli?

  • Die Berliner Republic

    Die Berliner Republic

    Schiffbauerdamm 8, 10117 adresinde olan restoranda et, sosis, tavuk ve patates ağırlıklı klasik Berlin mutfağından lezzetleri ve kaliteli çeşitli biraları deneyebilirsiniz. Ayrıca mekânda otantik ve tipik Alman bira evi atmosferini de deneyimleyebilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Speisehaus

    Speisehaus

    Wühlischstr. 30 adresinde yer alan mekânda kaliteli yerel lezzetleri deneyebilirsiniz. Biranın yanı sıra restoranın şarap menüsüne de göz atmanızı tavsiye ederiz.

    devamı için tıklayın
  • Shiso Burger

    Shiso Burger

    Berlin, yerel lezzetlerinin yanı sıra ‘burger’ konusunda da çok iddialı bir destinasyon. Hemen hemen her çeşit burgeri Berlin’de bulabilirsiniz. Önerimiz Shiso Burger ise; burger’e Uzak Doğu mutfağı dokunuşları ile eşsiz füzyon lezzetler yaratan bir mekân. Adresi; Auguststr. 29c, 10119

    devamı için tıklayın
  • Ora

    Ora

    Oranienplatz 14, 10999 adresinde yer alan restoran, eski dönemlerden kalma bir eczaneden dönüştürülmüş. Ancak bu dönüşüm, mekânın özüne sadık kalınarak yapıldığından, vintage bir atmosfer elde edilmiş bu nedenle mekanda kendinizi klasik bir Humphrey Bogard filminde hissedebilirsiniz. Bio/organik menüsü ile de fark yaratan mekânda servis de çok iyi.

    devamı için tıklayın
  • Cafe Morgenland

    Cafe Morgenland

    Berlin’de brunch önemli bir gelenektir diyebiliriz. Brunch için de Cafe Morgenland, bol çeşidi ile en iyi seçim olabilir. Özellikle, geleneksel ‘apfelstrudel’i burada tatmanızı tavsiye ederiz. Mekânı, Skalitzer Str. 35 adresinde bulabilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Black Cat

    Black Cat

    Berlin’in burgerleri ile meşhur bir şehir olduğundan bahsetmiştik. Black Cat ise ev yapımı, sağlıklı ve lezzetli burgerleri ile meşhur bir mekân. Black Cat burgerlerini bu kadar sıra dışı yapan, glütensiz özel siyah ekmeğinin arasındaki kaliteli angus eti ve bol malzemesi. Mekânı, Prenzlauer Allee 48 adresinde bulabilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Brachvogel

    Brachvogel

    Landwehrkanal’da turist teknelerinin süzülüşünü izlerken keyifle Alman biralarını yudumlayıp rahatlamak isterseniz bu mekân tam size göre. Özellikle yaz aylarında açık havada bira keyfi yapmak ve klasik Alman bira bahçesi konseptini deneyimlemek isterseniz Brachvogel’i özellikle tavsiye ederiz. Lokasyon olarak, hem şehre yakın hem de şehrin karmaşasından uzakta, Carl-Herz-Ufer 34 numarada bulunuyor.

    devamı için tıklayın
  • Kimchi Princess

    Kimchi Princess

    Uzak Doğu lezzetleriyle öne çıkan Kimchi Princess, rahat ve hoş atmosferiyle gelen turistleri etkilemeyi başarıyor. Skalitzer Straße’de rastlayabileceğiniz güzel tasarımlı ortamda, lezzet dolu Kore yemekleri deneyebilirsiniz.

    devamı için tıklayın
  • Baba Angora

    Baba Angora

    Güne enerjik bir başlangıç yapmak için uğrayabileceğiniz nezih mekanlardan birisi de Baba Angora. Skalitzer Straße’de bulunan mekânda, menemenden sucuğa kadar Türklere has pek çok yiyecek bulunuyor.

    devamı için tıklayın
  • Burgermeister

    Burgermeister

    Oberbaumstraß caddesinde görebileceğiniz Burgermeister, üstünden metro geçen köprü altı bir burgerci. Küçük olmasına karşılık damak zevkinize uygun son derece leziz burgerler hazırlıyor.

    devamı için tıklayın
  • Pomodorino

    Pomodorino

    Pizza severlerin vazgeçemediği Pomodorino, ucuz ve doyurucu menüsüyle beğeni topluyor. Straßmannstraße’deki mekânın diğer avantajı ise samimi ve keyifli bir yer oluşu.

    devamı için tıklayın

Berlin, eğlence ortamları kadar farklı alışveriş imkanlarıyla da ziyaretçilerini mutlu ediyor.

Friedrichstraße: Berlin'in en önemli kültür ve alışveriş caddelerinden birisi olan Friedrichstrasse, dünyaca ünlü mağazalarıyla gelen turistleri etkilemeyi başarıyor. Dünyaca ünlü markaların yer aldığı caddede ayrıca analog fotoğraf çekmeyi sevenlerin favorisi olacak, Lifesmyle Design Store adında bir lomografi mağazası da mevcut.

 

 

Kurfürstendamm: Özellikle; antikacılar, moda evleri, butikler ve alışveriş merkezleri gibi daha pek çok mekânı içinde bulunduran, rahatça alışveriş yapmanıza imkân tanıyor.

 

 

Bunların yanı sıra; Alexanderplatz, Tauentzienstraße, Mulackstraße, Oranienstraße, Bergmannstraße ve Potsdamer Platz gibi şehrin önemli merkezi noktaları da alışveriş meraklılarının bir hayli ilgisini çekecektir.

 

Berlin'de Eğlence & Alışveriş

Berlin gece hayatı konusunda Avrupa’nın en destinasyonlarından biri. Berlin’de gece dışarı çıktığınızda eğlenmemeniz neredeyse imkânsız. Berlin’e gitmişken mutlaka gitmeniz gereken alışveriş mekanları ve gece kulüplerinden birkaçını sizin için listeledik.

  • Hackeschen Markt

    Hackeschen Markt

    Mitte’de yer alan ve hem yerel halkı hem de Berlin’e gelen ziyaretçileri aynı çatı altında buluşturan Hackeschen Markt alışveriş bölgesi, tasarım dükkanlarıyla özellikle modaya uygun giyinmeyi sevenlerin uğrak noktası oluyor.

    devamı için tıklayın
  • Alexa

    Alexa

    200'e yakın markanın yer aldığı Alexa, aradığınız her ürüne kolayca ulaşmanıza ve keyifli vakit geçirmenize olanak tanıyor. Alexa'nın merkezi konumda olan Grunerstraße caddesi üzerinde bulunması ise toplu taşıma araçlarını tercih edecek kişiler için büyük bir avantaj sağlıyor.

    devamı için tıklayın
  • Ritter Sport Bunte Schokowelt

    Ritter Sport Bunte Schokowelt

    Çikolata severlerin mekânı Ritter Sport Bunte Schokowelt, iki katlı ve çok sevimli bir dükkân. Franzoesische sokağının vazgeçilmezi olan mekânın alt katında birbirinden seçkin çikolatalar satışa sunulurken; üst katında da sıcak atmosferi ile bir kafe göze çarpıyor.

    devamı için tıklayın
  • Berghain & Panorama Bar

    Berghain & Panorama Bar

    Terk edilmiş eski bir elektrik santralinden gece kulübüne dönüştürülmüş mekânda techno ve house müziğin en kaliteli ses sistemleri ile dinleyebilirsiniz. Şehrin gece hayatının simgesi olan mekânda eğlence garanti. Mekânın oldukça popüler olmasından dolayı kapıdaki güvenlik önlemleri de üst düzeyde. Bu nedenle; çok kalabalık gruplar halinde mekâna gitmemenizi, bekleme sırasında taşkınlık ve gürültü yapmamanızı ve cep telefonunuzu pek fazla kurcalamamanızı öneririz. Giriş ücreti 8 ile 14 Euro arasında değişiyor.

    devamı için tıklayın
  • Sisyphos

    Sisyphos

    Berlin’deki, hatta tüm Avrupa’daki en sıra dışı eğlence mekanlarından biri olan Sisyphos’e gittiğinizde sürreal bir festival alanındaymışsınız hissine kapılabilirsiniz. Mekânın sınırları dahilinde çok geniş bir Açık hava etkinlik alanı, kumlarla çevrili bir göl, terk edilmiş eski bir otobüs, bir pizzacı, ilginç dans pistleri ve eski bir fabrika binası mevcut. “Anlatılmaz yaşanır” şeklinde açıklanabilecek Sisyphos deneyiminiz; eğlence, keyif ve özgürlük duygularını size sınırsızca yaşatabilir. İki haftada bir düzenlenen çılgın partiler cuma akşamından başlayıp pazartesi sabahına kadar devam ediyor. Orijinal bir eğlence deneyimi arayanlar için ideal olan şehirden biraz uzak olsa da özel servisler aracılığıyla ulaşım konusu çözülmüş. Berlin’deki birçok kulüpte olduğu gibi burada da çok kalabalık gruplar ve girişte taşkınlık yapan kişiler içeriye alınmıyor. Giriş ücreti; 10 Euro civarında.

    devamı için tıklayın
  • Watergate

    Watergate

    Eric Monillo, Chicken Lips ve Adam Freeland gibi ünlü DJ’lerin performansları Watergate’de sıradan kabul ediliyor. Elektronik müziğin Spree nehri manzarası ile birleştiği Watergate, şehrin en prestijli kulüplerinden biri. Kulüp aynı zamanda Berlin’de flört etmek için en elverişli kulüplerden biri olarak biliniyor. Kulübe girebilmek için 21 yaşın üzerinde olmanız gerekiyor. Mekana giriş ücreti 8 ile 15 Euro arasında değişiyor.

    devamı için tıklayın
  • ://about blank

    ://about blank

    Birbirinin içine geçmiş birçok farklı alandan oluşan büyük bir kulüp ://about blank. Baharda çok büyük olan bahçesinde bulunan 2 adet dans pisti de kullanıma açılıyor ve sonbaharın başına kadar açık kalıyor. Ayrıca küçük bir ormanı andıran bölümüne ziyaretçilerin rahat etmesi için kanepeler yerleştiriliyor. Çok çeşitli partiler verilen mekânın en ünlü partilerinden biri ‘Homopatik’ adı verilen gay partileri. Giriş ücreti; 2 ile 10 Euro arasında değişiyor.

    devamı için tıklayın
  • Wild Renate

    Wild Renate

    Çılgın bir sirk atmosferinde ‘clubbing’ yaptığınızı hayal edin. Her yönüyle ilginç mekânın dekorasyonu da bir hayli ilgi çekici; Retro ve ‘kitsch’ dokunuşları olan mekân sizi adeta bir masal dünyasına götürüyor. Ayrıca açık alanında birçok dans pisti mevcut. Ayrıca içinde gerçek bir labirent de var. Berlin’deki en ilginç ve eksantrik insanları görebileceğiniz mekâna giriş ücreti 5 ile 10 Euro arasında değişiyor.

    devamı için tıklayın

Vize gerekir mi? Vize nasıl alınır?

Almanya'da Schengen protokolleri işleniyor. Almanya Konsolosluğu'nun istediği güncel, orijinal belgeleri temin eden pasaport sahipleri, vize işlemlerini rahatlıkla tamamlayabiliyor.

 

Havaalanının kent merkezine uzaklığı:

Berlin'de şu an faaliyette olan 2 havaalanı bulunuyor. Biri; Berlin Tegel Havaalanı diğeri ise; Berlin Schönefeld Havaalanı. Tegel Havaalanı, Berlin'in kuzeyinde bulunan Reinickendorf bölgesinde yer alıyor. Bu havalanının kent merkezine uzaklığı TXL Express Bus ve Express Bus X9 otobüsleri ile yaklaşık olarak 37-40 dakika arasında değişiyor. Berlin Schönefeld Havaalanı ise kentin güney bölgesinde yer alıyor ve genellikle uygun fiyatlı havayolları şirketleri tarafından kullanılıyor. Schönefeld Havaalanı ile kent merkezi arasındaki uzaklık da yine trenle veya otobüsle 30 dakika civarında.

 

Türkiye ile saat farkı ne kadardır?

Berlin'in yerel saati, kış saati uygulamasında Türkiye'den 2 saat geride, yaz saati uygulamasında ise 1 saat geridedir.

 

Hava Durumu

En soğuk kış ayları dışında kalan tüm zamanlar Berlin’i gezmek için uygun.

 

Para Birimi

Euro

 

Genel olarak fiyatlar nasıldır?

Berlin genel anlamda bütçenize uygun alternatifleri bulabileceğiniz bir şehirdir. Bir birayı ortalama 4-5 Euro civarında bir miktar ödeyerek içebilir, 6 Euro vererek gün boyu ulaşımınızı sağlayabilirsiniz.

 

Restoranlar & mağazalar kaça kadar açıktır?

Berlin sokaklarında yer alan mağazalar ve restoranlar, akşam saat 20.00 ile 21.00 arasında kapanmaya başlıyor. Şehrin farklı bölgelerinde görülen müzeler ise genellikle 09.00-20.00 arasında ziyaret edilebiliyor. Seçkin alışveriş imkanlarıyla öne çıkan Berlin'in Kurfürstendamm ve Friedrichstrasse gibi çeşitli bölgelerinde bulunan mağazaları pazar günleri genellikle açık oluyor.

 

Kentin tehlikeli bölgeleri:

Avrupa'nın modern şehircilik anlayışını taşıyan Berlin sokaklarında, gerek halkın korunması gerekse yaşanabilmesi muhtemel olayların ortadan kaldırılması açısından günün her saati güvenlik önlemleri alınıyor. Ancak şehirde uyuşturucu alışverişinin yapıldığı Görlitzer Park gibi tehlikeli bölgeler de bulunuyor, özellikle gece vakitlerinde bu bölgelerde gezerken daha dikkatli olmak gerekiyor.

 

Gezmek için kaç gün gerekir?

Dolu dolu ve verimli bir tatil geçirmek için iyi bir planlama yaparak, şehri 4-5 günde gezebilirsiniz.

 

Önemli Tarihler:

Berlinale Film Festival (Berlin Film Festivali) – Şubat


Carnival of Cultures (Kültürler Karnavalı) – Temmuz

Her yıl Berlin’in Kreuzberg bölgesinde 4 gün süren festivalde, Berlin’de yaşayan farklı kültürlere ait; dans, müzik ve yemek çeşitlerine yer verilerek kültürel çeşitlilik kutlanıyor.

The Long Night of the Museums (Uzun Müze Gecesi) - 25 Ağustos

25 Ağustos gecesi Berlin’deki yaklaşık 100 müzenin girişi ücretsiz oluyor.

International Berlin Beer Festival (Uluslararası Bira Festivali) – 5-7 Ağustos

Berlin Stilletto Run – Ağustos

Topuklu ayakkabılarla yapılan koşu yarışı

‘Pop Kultur’ Festivali (Berlin Müzik Haftası) – 31 Ağustos veya 2 Eylül

3 gün süren festival; Berlin’in Neukölln bölgesindeki farklı mekanlarda düzenlenen konserler, film gösterimleri, söyleşiler ve workshop’ları kapsıyor.

Berlin Maratonu – Eylül

Her yıl yaklaşık 50.000 kişinin katıldığı Berlin Maratonu, dünyanın en kalabalık maratonlarından biri kabul ediliyor.

Berlin Pyronale Festival – Eylül

Her yıl Avrupa’nın farklı ülkelerinden gelen havai fişek göstericileri jüri karşısından birinci olabilmek için yarışıyor.

Berlin Fetish Ball – Ekim

Berlin Fotoğrafçılık Festivali – Ekim

Festival of Lights (Işık Şöleni) – 10-21 Ekim

Berlin Jazz Festivali – Kasım

Berlin Tatoo Convention – Aralık

Berlin'e gitmeden önce bilmeniz gereken 10 şey:

1- Berlin; sığınak ve tünel gibi çeşitli yapıları sayesinde "Yer Altı Şehri" olarak da isimlendiriliyor.


2- Birçok Avrupa şehrine fark atan Berlin’de, 1700 tane köprü ve 175 tane müze bulunuyor. Bu anlamda şehir geleneksel olarak sanata, tarihe ve mimariye çok önem veriliyor diyebiliriz.

3- Berlin'e geldiğiniz zaman sokaklarda dikkatinizi çekecek en önemli ayrıntılardan birisi de pembe borular oluyor. Geçmişte yer altı sularının tahliye edilmesi için döşenmiş olan borular, günümüzde ise görüntü kirliliğini engellemek adına pembe renge boyanıyor.

4- Berlin Filarmoni Orkestrası, her salı günü gerçekleştirdiği ücretsiz öğle yemeği konserleri ile 40 dakikalık harika bir performans sunuyor. Uzun süredir bir gelenek haline gelmiş bu ücretsiz konserler, sanatseverlerden büyük ilgi görüyor.

5- Berlin’de İstanbul’dan daha fazla dönerci ve kebapçı var. Özellikle burada ‘Gemüse kebab’ adı verilen sebzeli dönere çok fazla rastlayabilirsiniz.

6- Başkentin doğal güzellikleri arasında "66 Göl Yolu" olarak isimlendirilen muazzam bir gezi alanı bulunuyor. Özellikle bisikletçilerin ve trekking tutkularının tercih edebileceği bu alanın dikkat çeken en çarpıcı yanı ise içerisinde savaş kalıntılarının bulunması.

7- Berlin'de keşfedilecek çok fazla gizli gece kulübü ve barlar bulunuyor. Hiç beklemediğiniz bir mekân gece saatlerinde çılgın partilerin verildiği bir kulübe dönüşebiliyor.

8- "Şeytan Dağı" olarak adlandırılan Teufelsberg, Berlin'in en yüksek tepesi.

9- Şehrin ampul-florasan şeklinde ayrılan ışıklandırması, doğusunu ve batısını kolaylıkla fark edebilmenizi sağlıyor.

10- Berlin bisiklet dostu bir şehirdir. Şehirde bisiklet kiralayarak uygun fiyata rahatlıkla gezebilirsiniz.